İşletim Sistemleri ve Tarihçesi

Resim6_1

İşletim sistemi, bilgisayarda çalışan, bilgisayar donanım kaynaklarını yöneten ve çeşitli uygulama yazılımları için yaygın servisleri sağlayan bir yazılımlar bütünüdür. İşletim sistemi, uygulama kodları genellikle direkt donanım tarafından yürütülmesine rağmen, girdi-çıktı, bellek atama gibi donanım fonksiyonları için uygulama programları ve bilgisayar donanımı arasında aracılık görevi yapar.

İşletim sistemleri sadece bilgisayar, video oyun konsolları, cep telefonları ve web sunucularında değil; arabalarda, beyaz eşyalarda hatta kol saatlerinin içinde bile yüklü olabilir. İşletim sistemleri işlevsellerinin genişliği ile değil, donanımı belli bir amaç doğrultusunda programlayabilme nitelikleriyle değerlendirilmelidir.

En yaygın kullanılan işletim sistemlerine örnek olarak; Microsoft Windows, Mac OS X, Linux, Android ve iOS örnek verilebilir.

Tarihçesi

İlk işletim sistemi

İlk gerçek “Sayısal Bilgisayar” İngiliz matematikçilerinden Charles Babbage (1792-1871) tarafından tasarlanmıştır. Ancak onun yaşadığı yıllarda teknoloji yetersizliklerinden, tasarladığı makinelerde işletim sistemleri mevcut değildi.


Birinci Nesil İşletim Sistemleri (1945-1955)

Babbage’ ın başarısızlıkla sonuçlanan çalışmalarından sonra, II. Dünya savaşına kadar olan dönemde yok denecek kadar az bir gelişme olmuştur. 1940′ lı yıllarda ise, Harvard Üniversitesinde Howard Aiken; Princeton Üniversitesinde, John Von Neumann ve Amerika ile Almanya’ daki bazı diğer araştırmacıların çalışmaları sonucunda vakum tüpleri kullanılarak sayısal bazı makinelerin geliştirilmesi mümkün olabilmiştir. Ancak bu geliştirilen makineler son derece büyük ve odalar dolusu on binlerce vakum tüplerinden yapılmış ve bugün evlerde kullanılan bilgisayarlardan yüzlerce kez daha yavaş çalışmaktaydılar.

Bu dönemde makinenin hem tasarımını yapan, hem imalatını yapan, hem programlayan, hem işleten ve hem de bakımını yapan hep aynı küçük bir gruptu. Bütün programlama, kontrol panelindeki ilgili yerlere, ilgili kabloları takarak makine dili ile yapılırdı. İşletim sisteminin ise adı bile anılmamaktaydı. Sonraları 1950′ li yılların başında kartlı makinelerin gelişmesi ile programların kartlara yazılıp buradan okutulması sağlanmakla beraber, diğer olaylar tümüyle aynıydı.


İkinci Nesil İşletim Sistemleri (1955-1965)

1950′ li yıların ortasında transistörlerin geliştirilmesi ile büyük bir devrim oldu. Bu dönemde bilgisayarlar müşterilerin işlerini yapabilecekleri düzeye geldiği için üretici firmalar tarafından satılmaya başladılar. Bu yıllarda, bilgisayar tasarımcıları, üreticileri, operatörler, programcılar ve bakım personeli kesin olarak birbirinden ayrıldılar.

Bu makineler yine de çok büyük ve çok pahalı olduklarından, çok büyük kapasiteli klima cihazları ile soğutma gerektirdiğinden ve çok büyük devlet daireleri ya da çok büyük özel sektör kuruluşları tarafından satın alınabildiler. Bu nesil bilgisayarlarda, kullanıcı her bir satırını bir karta yazdığı programını getirip eliyle sistem operatörüne verirdi.Operatör kartları kart okuyucu cihazında okutur ve okunmuş seklini teyp bantına aktarırdı. Sonra sisteme derleyici bantını yükler ve arkasından da kullanıcının programının bulunduğu bantı yükleyerek derleme işlemini yapardı. Bu derleme işlemi tamamlandıktan sonra programın çalıştırılabilir halini 3. banta çıkar ve bunu tekrar sisteme götürüp çalıştırarak programın sonucunu yazıcıdan yazdırırdı.

Bu dönemde bundan sonra sağlanan en büyük aşama, derleyicinin bir defa yüklenmesinden sonra, çok sayıda farklı programcının programlarının 1 bant üzerine arka arkaya yüklenip çalıştırılması olanağı ile Yığın İşlem (Batch Processing) kavramının getirilmesi ve uygulamaya koyulmasıdır. Bundan önce bilindiği gibi her programcının programı için derleyici bantınıda bir defa yükleme zorunluluğu vardı. Bu nesil bilgisayarlar bilimsel ve mühendislik işleri için ve Fortran dili ile kullanılırdı. İşletim sistemi ise IBM’ in geliştirdiği ve 7094 makinelerin de kullanılan IBSYS’ di.


Üçüncü Nesil İşletim Sistemleri (1965-1980)

1960′ lı yılların başına kadar üretici firmalar iki farklı üretim çizgisinde gittiler. Bir taraftan mühendislik ve bilimsel işlerde kullanılan bilgisayarlar, diğer taraftan da bankacılık ve sigortacılık şirketleri gibi ticari kuruluşlar tarafından kullanılan bilgisayarlar üretildi.

Ancak bu durum çeşitli sorunlar yarattığından IBM firması bu iki farklı yaklaşımı tek bir yapı üzerinde birleştirmek ve sorunları gidermek amacı ile 360 mimarisini duyurdu.

Bu nesil bilgisayarların mimari yapısındaki en önemli yenilik transistörlerin yerine entegre devlerin kullanılmış olması idi. Böylece makinelerin boyutları küçülürken, çıkardıkları sıcaklıkta binlerce kat azalmıştı. Bununla beraber kullanım açısından bu mimari yapının getirdiği en önemli yenilik ise “mutiprogramming” tekniği idi.

Eski nesil bilgisayarlarda, kart ya da bant okuma süresi boyunca CPU tamamen boş olarak beklemekte iken, bu nesilde belleğin parçalara ayrılıp, her parçada başka bir programın çalıştırılması sayesinde, örneğin bir program teypten okuma yaparken CPU atıl (boş) olarak durmamakta ve diğer programın gereksindiği hesaplama işini yapmakta idi.

Üçüncü nesil bilgisayarların getirdiği bir diğer önemli özellikle, aynı anda gelen çok sayıda program destelerinin, kendinden önce gelenin çalışıp bitmesini beklemeden arka arkaya okutulup disk üzerinden sıra ile çalışmayı beklemelerinin sağlanması idi. Bu olanağa “SPOOLİNG” (Simultaneous Peripheral Operation On Line) adı verilmiştir. Spooling tekniği, yazıcı gibi paylaşımlı kullanıma uygun olmayan ünitelerin kullanıcılar tarafından hiç beklemeksizin kullanabilmelerine olanak sağlamıştır.

Örneğin var sayalım ki, aynı bir yazıcıda yazılmak üzere aynı anda 3 farklı kullanıcı programı tarafından 3 tane çıktı gönderilse ne olur? Eğer işletim sistemi ve onun kaynakları yöneten fonksiyonları olmasaydı, kağıt üzerinde ilk 5 satır mesela 1. kullanıcının, sonraki bazı satırlar 2. kullanıcının ve diğer bazı satırlar da 3. kullanıcının olurdu ki bu tam bir kaos yaratırdı. İşte işletim sistemi örneğin sahip olduğu Spooling mekanizması sayesinde bu kullanıcılar tarafından gönderilen işleri disk üzerinde sıra ile biriktirir ve yazıcı ünitesinden de sıra ile birbirine karışmadan yazdırır.

Özet olarak Spooling;

1. Paylaşımlı kullanıma uygun olmayan çevre ünitelerinin, kullanıcılar arasında birbirlerini beklemelerine gerek olmaksızın paylaşıyorlarmış gibi kullanmalarını sağlar.
2. Hız bakımından birbirinden çok farklı üniteleri arasındaki bilgi transferinin etkin bir şekilde yapılabilmelerini sağlar.

Yine üçüncü nesil bilgisayarlarla gelen diğer bir özellik zaman paylaşımıdır (Time-Sharing). Bu yazılım teknolojisi ile de, aynı anda çok sayıda kullanıcının terminalleri başındayken çalıştırdıkları işlere yada terminal vasıtası ile olmasa da sistem üzerinde yığın işlem “Batch Processing” olarak çalıştırılan işlere CPU’ nun sıra ile ve kısa sürelerle tahsis edilmesi sağlanabilmiştir. Bu sayede hem sistemde çalıştırılan işlerin hepsi CPU’ yu kısa aralıklarla kullanabilmiş olmakta, hem de sistemde çalışan örneğin ekran başında oturan kullanıcılar CPU’ nun yalnızca kendilerine servis verdikleri hisisne sahip olurlar.

Dördüncü Nesil İşletim Sistemleri (1980-….)

LSI (Large Scale Integration circuits) entegre devrelerinin gelişmesi ile ve binlerce transistörü ihtiva eden chiplerin 1 cm2 üzerine yerleştirilmesi ile kişisel bilgisayar (PC; Personal Computer) devri doğmuş oldu.

O dönemdeki kişisel bilgisayarlar mimari bakımından mini bilgisayarlardan farklı olmamakla beraber, fiyatı bakımından çok daha ucuzdular. PC’ lerin gelişmesi ve bunlar üzerinde çalışabilecek yazılımların, hiç bilgisayar bilgisi olmayan kişiler tarafından da kullanılabilir olması bu nesil bakımından evrim olmuştur. Bu nesilde iki tane işletim sistemi sektöre hakim olmuştur. Bunlardan bir tanesi Ms-Dos, diğeri de Unix’ dir.

1980′ li yılların ortalarında ilginç bir teknolojik yapılanmada başlamıştır. PC’ lerin Ağ İşletim Sistemleri (Network Operating System) ve Dağıtık İşletim Sistemleri (Distributed Operating System) ile kullanılmaya başlamasıdır.

Bir ağ işletim sisteminde, kullanıcılar ortamda çok sayıda bilgisayarın mevcut bulunduğunun farkında olurlar ve aynı zamanda uzaktaki başka bilgisayarlara Uzaktan Bağlanma (Remote Login) olabildikleri gibi dosyalarını bir bilgisayardan diğerine kopya edebilirler. Ağ işletim sistemindeki, en önemli özelliklerinde biri de, her makinanın kendi yerel işletim sistemi tarafından işletilmesi ve her makinenin kendi kullanıcılarına sahip olmasıdır.

Dağıtık işletim sistemlerin de, bunun tersine, gerçekte ortamda çok sayıda CPU, olduğu halde, ortamın kullanıcıya sadece geleneksel tek işlemcili gibi görünmesidir. Bir gerçek dağıtık sistemde, kullanıcılar programlarının nerede çalıştırıldığının ve dosyalarının nerede yerleşmiş olduğunun farkında olmazlar. Bu işlemlerin hepsi otomatik olarak ve etkin olarak işletim sistemi tarafından gerçekleştirilir.

Türleri ve Terimleri
Gerçek Zamanlı
Gerçek zamanlı işletim sistemi, gerçek zamanlı uygulamaları çalıştırmayı amaçlayan çok görevli bir işletim sistemidir. Gerçek zamanlı işletim sistemleri genellikle özel zamanlama algoritmalarında kullanılır böylece doğanın deterministik bir davranışını elde edebilirsiniz. Gerçek zamanlı işletim sistemlerinin ana teması olaylara hızlı ve tahmin edilebilir bir tepki vermesidir. Ayrıca gerçek zamanlı işletim sistemlerinde olay güdümlü veya zaman paylaşımlı bir tasarım vardır. Öncelikli olarak görevleri arasında bir olaya dayalı sistem anahtarları, zaman paylaşımlı işletim sistemlerinin saat kesmelerine dayalı görevlere geçiş yapar.

Gerçek Zamanlı işletim sistemlerine örnek olarak, QNX gösterilebilir.

Çok kullanıcılı ve Tek Kullanıcılı
Çok kullanıcılı işletim sistemi birden fazla kullanıcının aynı anda tek bir bilgisayar sistemine erişmesini sağlar. Bu sistem, zaman paylaşımı yoluyla bir bilgisayara birden çok kullanıcı erişimi sağladığı için zaman paylaşım sistemli çok kullanıcılı sistemler olarak sınıflandırılabilir. Çok kullanıcılı bir işletim sistemine karşı tek kullanıcılı işletim sistemleri, bir seferde tek bir kullanıcı tarafından kullanılabilir. Bir Windows işletim sisteminde birden fazla hesap için birden çok gerçek kullanıcı yoktur. Yerine, sadece ağ yöneticisi gerçek kullanıcıdır. Ama Unix benzeri bir işletim sistemi için, bu iki kullanıcı bir kerede giriş yaparak OS özelliği ile birçok kullanıcılı işletim sistemi yapmak mümkün.
Çoklu Görev ve Tek Görev
İşletim sistemi aynı anda birden fazla görevi yerine getirilmesini sağlayan ise bu sistemde tek bir programın aynı anda çalışmasına izin verildiğinde, sistem, tek bir görevi sistemin altında gruplandırılır. Bu tür sistemler bir Çoklu-görev işletim sistemi olarak sınıflandırılır yani çoklu görev, iki tip ön veya kooperatif davranarak olabilir. Önleyici çoklu-görev, işletim sistemi işlemcide her program için bir yuva dilim ve zaman ayırıyor. Unix-Solaris gibi işletim sistemleri ve Linux desteği gibi önleyici çoklu-görev.Çoklu-görev, kooperatif tanımlanmış bir şekilde, diğer işlemler için zaman tanımak amacıyla, her işleme dayanarak elde edilir. Windows 95 kooperatif çoklu görev desteği için örnek gösterilebilir.
Dağıtılmış
Bir dağıtık işletim sistemi bağımsız bir bilgisayar grubunu yönetir ve onları tek bir bilgisayarda görünmesini sağlar. Bu bağlı olabilir ve birbirleriyle iletişim ağına bağlı bilgisayarların gelişimine dağıtık bilgisayar yol açmıştır. Dağıtık hesaplama birden fazla makine üzerinde yapılmaktadır. İşbirliğiyle bir grup çalışması içinde bilgisayarlar yaptığınızda, bir dağıtık sistem yaparsınız.
Gömülü
Gömülü işletim sistemlerinde gömülü bilgisayar sistemlerinde kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Daha az özerkliğe sahip PDA’lar gibi küçük makinelerde çalışacak şekilde tasarlanmıştır. Bu sistemlerin kaynakları sınırlı sayıda faaliyet gösterir. Bu sistemlerin tasarımı son derece verimlidir ve bu sistemlerde çok kompakt vardır. Windows CE ve Minix 3 gömülü işletim sistemlerinin bazı örneklerdir.

Bir işletim sistemi, kavramsal olarak, üç grupta toplanabilecek bileşenlerden oluşur: kullanıcı arayüzü (bu bir grafik kullanıcı arayüzü ve/ya da komut satırı yorumlayıcısı [“kabuk” da denir] olabilir), alt düzey sistem işlevleri, ve bir çekirdek. Çekirdek, işletim sisteminin kalbidir. Adından da anlaşılabileceği gibi, “kabuk”, çekirdeğin çevresini sararken, donanımla iletişim kurmak da çekirdeğin işidir.

Kimi işletim sistemlerinde kabuk ve çekirdek tümüyle ayrı bileşenlerken, kimilerinde bu ayrım yalnızca kavramsaldır.

Çekirdek tasarımları, yekpare (monolithic) çekirdekler, mikro-çekirdekler ve ekzo-çekirdekler olarak üç ana gruba ayrılabilir. UNIX ve Windows +Ms dos gibi geleneksel ticari sistemler ve Linux gibi daha yeni yaklaşımlar monolitik çekirdek kullanırken, QNX, BeOS, Windows NT gibi yeni sistemlerin çoğu mikroçekirdek yaklaşımını kullanır. Araştırma amacıyla geliştirilen işletim sistemlerinin çoğu da mikro-çekirdek kullanırlar. Ekzo-çekirdekler ise henüz araştırma aşamasındadır.

 

Microsoft Windows

Microsoft Windows, kullanıcıya grafik arabirimler ve görsel iletilerle yaklaşarak, yazılımları çalıştırmak, komut vermek gibi klavyeden yazma zorunluluğunu ortadan kaldıran, Microsoft şirketinin geliştirdiği dünyada en çok kullanılan bir işletim sistemi ailesidir. İlk Windows 20 Kasım 1985 yılında satışa sunulmuştur.

Microsoft’un ilk işletim sistemi olan MS-DOS’tan farklı olarak Windows’ta aynı anda çok sayıda yazılımla çalışmak mümkündür.

Windows, masaüstü pazarında en yaygın kullanılan işletim sistemidir. 2002 yılında, Windows dünya çapında masaüstü piyasasında yaklaşık %97.46’lık bir pay sahibiydi. 2006 Nisan ayı istatistiklerinde bu oranın %89, 2007 Aralık ayında ise %87.8 seviyesinde olduğunu gösteriyor. Ayrıca 2007 Aralık ayındaki payın %6.5’i Windows Vista işletim sistemidir. Bu alanda en ciddi rakibi şu anda Mac OS’tur.

Microsoft Windows ailesinin son üyesi 17 Ekim 2013’e piyasaya çıkan Windows 8.1’dir. Windows Vista’dan sonra Microsoft, Windows 7 ile başarıyı yakalamış bu başarıyı Windows 8 ile devam ettirmektedir.

Microsoft Windows işletim sistemleri ailesi, daha eski IBM PC için olan MS-DOS ortamının üzerine bir grafik katmanı olarak başlamıştır. Modern sürümleri daha yeni olan Windows NT çekirdeği üzerine kuruludur. Windows 32-bit ve 64-bit Intel ve AMD işlemciler üzerinde çalışır; daha eski sürümleri DEC Alpha, MIPS R4000, ve PowerPC mimarilerinde de çalışmaktaydı (SPARC mimarisinde de çalışması için çalışmalar vardı).

Intel Itanium işlemciler tarafından kullanılan IA-64 ve daha sonra AMD64 (x86-64 olarak da biliniyor, Microsoft tarafından x64 olarak isimlendiriliyor ve Intel tarafından adı EM64T olarak ruhsatlanarak kullanılıyor) mimarilerinin çıkmasıyla Microsoft güncel işletim sistemlerinin bunları destekleyen sürümlerini sundu. Modern 64-bit Windows ailesi Windows XP 64-bit Edition for IA-64 systems, Windows XP Professional x64 Edition for AMD64 systems ve Windows Server 2003’den (hem IA-64, hem de AMD64 sürümlü) oluşur.

Windows’un taşınabilir cihazlar için geliştirilmiş sürümü Windows CE (Pocket PC, Windows Mobile) ailesi olarak anılır, gerçek 32-bit bir işletim sistemidir; ARM, StrongARM, Intel XScale ve MIPS işlemcilerinde çalışır.

Windows NT, XP ,CE ve 8’in gömülü çalışan sürümleri de mevcuttur.

Tarihçe

Windows, Microsoft tarafından PC’ler için geliştirilen bir işletim sistemi. İlk kez 1983’te IBM marka bilgisayarlarda kullanılmak amacıyla MS-DOS üzerinde çalışan grafiksel kullanıcı arayüzü (GUI) olarak piyasaya sürüldü.Microsoft’un modellediği GUI Apple’ın Mac OS’tan sonra bilinen ilk Arayüz Yöneticisidir. 1980’lerden günümüze çok büyük değişimler geçirmiş olan Windows zaman içerisinde kendi başına bir işletim sistemi olmuş, NT çekirdeğine geçmiş ve ortaya bugün -sunucu sistemleri hariç- işletim sistemi pazarının %90’ını kontrol eden işletim sistemi çıkmıştır.

Erken Tarih

Windows_logo_and_wordmark_-_1985
Windows’un ilk logosu

Microsoft Windows’un ilk sürümü, 1985’te yapılan 1.0 sürümüdür, kullanıcılar tarafından işlevsel bulunmamış ve fazla satmamıştır. Arayüz Yöneticisi olarak adlandırılan sistemi oldukça özgündü, ama Rowland Hanson(Microsoft’ta pazarlama başında), şirketi, kullanıcıların Windows adından daha fazla şey beklediğine ikna etti. Windows 1.0, bir işletim sistemi olarak değil,genişletilmiş ve oyuncaklı bir MS-DOS sürümü gibi görülüyordu.Ayrıca MS-DOS un eksikleri ve sorunları aynen bu grafik arayüz’de de sorunlar yaratıyordu . Bundan başka erken sürümle gelen programlar yetersiz görülüyordu ve ofis kullanıcılarına hitap etmiyordu.Taskswitch yani birden fazla programın yan yana çalışması ise çok kısıtlı bir biçimde mümkün olabiliyordu.

Windows2.0
Windows 2.0

Microsoft Windows’un 2. sürümü 1987 yılında çıkmış ve daha fazla satmıştır. Bunun başlıca nedeni yeni grafiksel ofis uygulamaları olan Excel ve Word for Windows Windows için Word programlarının işletim sistemi içine dahil edilmesi ofis kullanıcılarının da bu işletim sistemini kullanmasını sağlamıştır.

Bu sıralarda Aldus isimli bir yazılım firmasının Pagemaker ürününün Windows sürümü çıkarıldı. Önceki sürümleri yalnızca Macintosh’ta çalışıyordu. Bu olaydan sonra üreticiler programlarının Windows sürümlerini de hazırlamaya başladı ve Microsoft Windows’un yükselişi başlamış oldu.

2.0x sürümleri gerçek tarz bellek modeliyle birlikte 1 megabayt bellek alanıyla kuşatılmıştı. Bu yapılandırma, 286 Koruma Modu kullanırken DESQview gibi birden fazla görevi yerine getirebiliyordu. Sonra iki yeni sürüm yapıldı ve Windows/286 2.1 ile Windows/386 2.1 olarak adlandırıldı. Windows/286, mevcut Windows 2.0’un birkaç eklenti eklenilmiş haliydi ve gerçek modda çalışıyordu; ama Windows/386 EMS taklitiyle koruma tarzı çekirdeğine sahipken ilk sürüm HMA kullanım desteğine sahipti. Ama onun adı kernel.exe değil, win386.exe idi.

Windows 3.0

468px-Windows_Logo_(horz).svg
Windows 3.0 logosu

Microsoft Windows asıl başarısını 1990’da yapılan Windows 3.0 ile kazanmıştır. Yerel uygulamalarda geliştirilmiş kapasiteye ek olarak, Windows gerçek bellekler sayesinde kullanıcıya Windows/386’daki MS-DOS tabanlı yazılımlara nazaran daha iyi çoklu görev yapma imkânı sunuyordu. PC ciddi rakip Apple Macintosh’la uyuşabilir parçalardan yapılıyordu. Bunun yararı, PC’lerde bu zamana kadar kullanılan mevcut gelişmiş grafikler (VGA video kartlar gibi) ve Windows uygulamalarının daha fazla bellek kullanmasına izin vermesini kolaylaştırması oldu. Intel’in 8086/8088’den 80286 ve 80386’ya bütün işlemcilerinde çalışabilme başarısı da vardı.

Ayrıca metin tarzı programları pencere içinde çalıştırabiliyor ve dosyaları liste şekliyle bir dosya yöneticisinde gösterebiliyordu.

Windows 3.1 ve NT serisinin ortaya çıkışı

Windows_3.11_workspace
Windows 3.1x

Microsoft, 1993 yılında Windows 3.1’i geliştirdi. Windows’un bu sürümü Windows 3.0’a bazı küçük yenilikler getiriyordu. Ölçeklendirilebilir TrueType yazı tiplerinin görüntülemesi sağlandı.Bazı hatalar düzeltildi.Sonra Microsoft Windows 3.11’i geliştirdi.32-bit disk erişimi bu sürümle (Workgroups) gelmiştir.
OS/2 2.0 sürümü bitirilmeye yakınken Microsoft kurumsal profesyoneller için geliştirdiği yeni ürün serisi Windows NT’nin ilk sürümü olan NT 3.1’i tanıttı. Arayüz bakımından Windows 3.1 ile benzeşen bu sürüm,Windows 3.1gibi MS-DOS tabanlı değil, kendi özgün NT çekirdeğine sahipti.

Windows 95 ve 98

Am_windows95_desktop
Windows 95

Windows 95,Microsoft’un Windows 3.11’den sonra geliştirdiği sürümdü. Windows serisinin o döneme kadar yakaladığı en büyük satış miktarını gerçekleştirmiştir.Arayüzde ciddi bir değişikliğe gidilen bu sürüm,255 karakter dosya isimleri ve dahili Internet Explorer’in yanı sıra Masaüstünün işlevsellik kazanması, Başlat düğmesi gibi son kulanıcıya hitab eden özellikler de içeriyordu.Tamamen 32-bit olarak tasarlanmıştı.Bazı yönleriyle Windows NT’ye ve OS/2’ye benzemekteydi.


276px-Windows_98_logo.svg
Windows 98 logosu

Windows 98, bu sürümden 3 yıl sonra, 1998 yılında piyasaya sürüldü. Öncülü gibi bu sürüm de büyük bir satış başarısına imza atmıştır. Windows 98 sürümüyle beraber Internet Explorer’in yeni sürümü, Active Desktop isimli ve masaüstü kullanışlılığını arttırması amacıyla geliştirilmiş bir yazılım – sonraları isteyen başarıyı yakalayamamıştır – Windows Sürücü Modülü sistemi ve çoklu monitör desteği gibi yenilikler gelmiştir.

NT serisinin gelişimi; 3.5,3.51,4.0,5.1,6.2,7

Windows_nt4_desktop
Windows NT 4.0

NT serisinin ikinci sürümü olan NT 3.5, 1994 yılının son çeyreğinde piyasaya sürülmüştür. Bu sürümle beraber yazılımın hızı görece hızlandı ve arayüz Windows for Workgroups 3.xx sürümlerine benzetildi. Ayrıca bu sürümle NT serisine ilk kez ActiveX desteği eklendi.
Bir yıl sonra, Microsoft bu kez NT serisinin MS-DOS tabanlı seriyle senkronizasyonu ve bazı hataların giderilmesi amacıyla Windows NT 3.51 sürümünü yayınladı. Daha sonraları bu sürümün eksiklerinin giderilmesi amacıyla beş servis paketi yayınlanmıştır.
NT 3.51 sürümünden 1 yıl sonra, 29 Haziran 1996 tarihinde Microsoft, NT serisinin yeni ürünü Windows NT 4.0’ı piyasaya sürdü. Bu sürümle beraber NT serisi de Windows 95 benzeri kolay kullanılabilir arayüze kavuştu. Buna rağmen bu sürüm de tıpkı öncülü sürümlerde olduğu gibi çokluortam desteği ve DirectX konusunda eksik kalmıştır.

Windows 2000 ve ME

2000_logo

Windows 2000 logosu

NT çekirdeği ailesinin 5. ana sürümü, Windows 2000 17 Şubat 2000 tarihinde piyasaya sürüldü ve beraberinde pek çok yenilik getirdi. Bu sürümle beraber NT ailesinin gedik kalan çoklu ortam ve oyun özellikleri iyileştirildi, DirectX başarılı bir şekilde NT serisine entegre edildi. Windows 98’de gördüğümüz WDM ve Active Desktop özellikleri de bu sürümle beraber NT serisine eklenmiş oldu. Microsoft, bu sürümde profesyonel kullanıcılara hitap eden özelliklere de eğildi; NTFS 3.0 desteği, Encrypting File System şifreleme aracı ve Kurtarma Konsolu bunlardan bazılarıdır.

WindowsME
Windows Me’den bir görünüm

Tüm bu geliştirmelerin de etkisiyle Windows 2000, ciddi bir satış başarısı yakaladı. Öte yandan 2000 sürümünden altı ay sonra 14 Eylül 2000 tarihinde çıkan Windows ME ise,Windows 2000’in karşısında oldukça sönük kalmıştır. Microsoft’un Windows 98 sürümünün eksiklerini gidermek ve küçük ofisler için ucuz bir alternatif sunmak amacıyla geliştirdiği Windows ME,Windows serisinin MS-DOS kökenli son temsilcisi olmuştur. Başlıca eksiklikleri ise içerdiği çok sayıda hatalı kod (bug) ve güvenlik yönünden taşıdığı riskler olarak sayılabilir.

Windows XP

Windows_xp_desktop
Windows XP

Microsoft 2001 yılında NT ve MS-DOS tabanlı ürün serisini birleştiren Windows XP’yi yayınladı. Bu sürümle Windows’a 9x ve NT serilerinden farklı olarak mavi renk ağırlıklı bir görünüm teması eklenerek ve Hızlı Kullanıcı Değiştirme özelliği eklenerek yenilik hissi kuvvetlendirilmiştir. Windows NT 5.1 yapısını kullanan XP Windows ailesinin en uzun süre son sürüm olarak kalmış üyesidir. 2001 yılının başından 2007 yılında Vista’nın geliştirilmesine kadar satılmıştır. Windows XP her ne kadar yüksek bir satış başarısı yakalamış olsa da, başta güvenlik yönünden zayıf olması olmak üzere pek çok konuda eleştirilmiştir. Windows XP için şu ana kadar üç servis paketi çıkarılmıştır.Resmi destek 8 Nisan 2014’te sona ermiştir.

Server 2003

Microsoft, Nisan 2003’te Server 2003 adlı sunucu işletim sistemini piyasaya sürdü.Windows 2000 gibi, küçük ve merkezi yönetimli kuruluşlardan geniş çaplı kuruluşlara kadar her çapta kuruluşun gereksinimlerine yanıt vermek üzere tasarlanan ve kuruluşların Microsoft .NET özelliğinden tam olarak yararlanabilmesini sağlayacak biçimde geliştirilen Server 2003, Web Edition,Standard Edition,Enterprise Edition ve Datacenter Edition adlı dört ayrı sürüm halinde satılmaktaydı.

Windows Vista

800px-Windowsvista
Windows Vista

Windows XP’nin geliştirilmesinden yaklaşık 5 yıl sonra Microsoft, Windows ailesinin en yeni sürümü Windows Vista’yı piyasaya sürdü. Geliştirme süreci yaklaşık 1,5 yıl süren Vista gerek son kullanıcılar gerekse profesyoneller için çok sayıda yenilik içeriyordu. Bunların başlıcaları, XP’den bu yana gelişen grafik teknolojisinin kullanıldığı yeni arayüz teması Windows Aero (Bu yeni temada pencere kenarlıkları şeffaflatılmıştır),Ebeveyn KontrolüÖnceki SürümlerBaşlat Menüsünde Hızlı Arama Bölümü3B Hızlı Uygulama GeçişiÜrün Anahtarı Olmadan YüklenebilmeGörüntü ve Menü Dillerinin Değiştirilmesi (Sadece Ultimate sürümü için geçerli), Sidebar ve Gadgets gibi yeni programlar ve Windows Media Player ve Internet Explorer programlarının yeni sürümleri ile User Account Control ve BitLocker ve benzeri güvenlik amaçlı yeniliklerdi. Buna karşın Vista, Sayısal Hak Yönetimi DRMUser Account Control yazılımının kullanışsızlığı ve bazı sürümlerinde 500 USD’yi bulan fiyatı nedeniyle eleştiri konusu olmuştur. Windows Vista için Ekim 2009’a kadar iki adet servis paketi çıkarılmıştır.

Windows 7

Windows7ul

Aslında Vista sonrası Windows hakkındaki tartışmalar yıllar önce başlamıştı. Ancak herkesin odak noktası Vista olduğu için fazla ilgi görmüyordu. Vista’nın çıkmasıyla birlikte dikkatler bir sonraki Windows’a kaymaya başladı. Önceleri Blackcomb kod adını taşıyan yeni Windows daha sonra Vienna olarak adlandırılmıştı. Microsoft’un belirlediği son isim ise Windows 7… Windows 7’nin RTM sürümü MSDN ve TechNet üyelerine ingilizce olarak sunuldu.22 Ekim 2009 tarihinde son kullanıcıyla tanıştı. Final sürümü de satışa sunulan Windows 7, diğer tüm Windows sürümleri ile kıyaslanıldığında maksimum stabilite ve kullanım kolaylığı vaad ediyor.

Windows Sürümleri Listesi

799px-Windows_family.svg

Microsoft Windows Ailesi

MS-DOS tabanlı ürün serisi

  • MS-DOSve PC-DOS
  • Windows 1.0
  • Windows 2.0
  • Windows 2.1 (Windows/286 ve Windows/386)
  • Windows 3.0, Windows 3.1, Windows 3.11 (ve Windows for Workgroups)
  • Windows 95(Windows 4.0)
  • Windows 98(Windows 4.1), Windows 98 Second Edition
  • Windows Millennium Edition (Windows 4.9)

OS/2 serisi

  • 16-bit Sürümler: OS/2 1.0 (CLI only), 1.1, 1.2, 1.3
  • 32-bit Sürümler: OS/2 2.0, 2.1, 2.11, 2.11 SMP, Warp 3, Warp 4
  • 32 bit Sürümlere kadar: OS/2 Warp 5

NT tabanlı ürün serisi

  • Windows NT1, 3.5, 3.51
  • Windows NT0
  • Windows 2000(Windows NT 5.0)
  • Windows XP(Windows NT 5.1)
  • Windows Server 2003(Windows NT 5.2)
  • Windows Vista(Windows NT 6.0)
  • Windows 7(Windows 6.1)
  • Windows Server 2008
  • Windows Server 2008 R2
  • Windows 8
  • Windows 8.1

Linux

Linux (telaffuz: Lin-uks), Unix’e fikirsel ve teknik anlamda atıfta bulunarak geliştirilmiş; açık kaynak kodlu, özgür ve ücretsiz bir işletim sistemi çekirdeğidir. Çekirdeğin kaynak kodları GNU Genel Kamu Lisansı çerçevesinde özgürce dağıtılabilir, değiştirilebilir ve kullanılabilir. Linux ismi ilk olarak Linus Torvalds tarafından yazılan ve 5 Ekim 1991 Linux 0.02 etiketiyle duyurusu yapılan, Linux çekirdeğinden gelmektedir. Linux’un Unix ile herhangi bir kod ortaklığı bulunmamaktadır yani Linux’un kodları sıfırdan başlanılarak yazılmıştır.

Çok geniş bir donanım desteğine sahip olan Linux çekirdeği; Sunucu bilgisayarlar, masaüstü-dizüstü bilgisayarlar, iş istasyonları, akıllı telefonlar, yeni nesil TV’ler ve tabletler gibi hemen her platformda tam bir uyum içerisinde çalışabilmektedir. GNU/Linux sunucu işletim sistemlerinde kullanım oranı bakımından ilk sırada tercih edilmekte ve dünyanın 10 hızlı süperbilgisayarında da kullanılmaktadır

Linux; işletim sistemi değildir, işletim sistemi çekirdeğidir. Büyük bir kitle kullanım kolaylığından dolayı GNU/Linux işletim sistemine sadece çekirdeğin ismi olan Linux demektedir ve bu isim şu anda GNU/Linux işletim sistemini tanımlamaktadır.

GNU/Linux gelişimi açık bir şekilde yapılmaktadır. Bunun anlamı, işletim sisteminin her aşaması açık olarak Internet üzerinde yayınlanmakta, dünyanın dört bir yanında kullanıcılar tarafından test edilmekte, hataları ve eksiklikleri belirlenerek düzeltilmekte ve geliştirilmektedir. Zaman zaman bu deneme aşamaları belirli bir noktada durdurulur ve güvenilir bir işletim sistemi sunulup, geliştirme için ayrı bir seriye devam edilir. Hatalar, anında kullanıcılar tarafından belirlenip rapor edilmekte ve birçok kişinin katkısıyla düzeltilmektedir.

Son kullanıcılar açısından bakılacak olursa Linux, tek başına bir çekirdek olarak bir anlam ifade etmez. Ancak Linux çekirdeğini kullanan çeşitli “Linux dağıtımları” bu çekirdeğin üzerine bir paket yönetim sistemi, bir grafiksel masaüstü ortamı, internet tarayıcısı, ofis yazılım seti, video-müzik oynatıcı gibi yazılımlar ilave ederek GNU/Linux’u son kullanıcıya tam teşekküllü bir işletim sistemi olarak sunmaktadır.

Tarihçe

Linux, 1991 yılında Finlandiyalı bir üniversite öğrencisi olan Linus Torvalds tarafından, daha eski işletim sistemlerinden birisi olan UNIX’ten esinlenerek geliştirilmeye başlanmıştır. Linus hâlen çekirdek geliştirme ekibindedir.

Linus Torvalds, Unix benzeri MINIX işletim sisteminden daha iyi bir işletim sistemi yaratmak düşüncesiyle 1991 Nisan ayında işletim sistemi çekirdeğini oluşturmaya başladı. 25 Ağustos 1991’de, comp.os.minix adresli MINIX haber grubuna gönderdiği yazıda yeni bir işletim sistemi geliştirmekte olduğunu ve ilgilenen herkesin yardımını beklediğini yazdı. Daha sonra 17 Eylül 1991’de Linux’un ilk sürümü olan 0.01’i İnternet’te yayınladı. Kısa bir süre sonra, 5 EKim 1991’de temel özellikleriyle beraber ilk resmi Linux sürümü olan 0.02’yi yayınladı.

Linux’un önemli bir yanı da GNU Projesi’nin eksik olan bir parçasını doldurmasıdır. GNU Projesi çerçevesinde yaratılacak olan Unix benzeri işletim sisteminin çoğu parçaları bitmişti. Yapılmayan en önemli parça işletim sisteminin çekirdeği idi. Bu eksikte Linux tarafından kapatılmış oldu.

Linux, Andy Tannenbaum tarafından geliştirilmiş olan Minix işletim sistemine dayanmaktadır. Linus Torvalds boş zamanlarında Minix’den daha iyi bir Minix işletim sistemi yaratmak düşüncesiyle 1991 Ağustos sonlarında ilk çalışan Linux çekirdeğini oluşturdu. 5 Ekim 1991 tarihinde 0.02 sürümü Linux ilk defa tanıtıldı. Linux, comp.os.minix haber grubuna gönderdiği yazıda yeni bir işletim sistemi geliştirmekte olduğunu ve ilgilenen herkesin yardımını beklediğini yazmıştı. İşletim sisteminin çekirdeği için verilen numaralar kısa sürede bir standart kazandı. a.x.y şeklinde belirtilen çekirdek türevlerinde y bulunulan seviyeyi, x gelişim aşamasını göstermektedir. Tek sayılı x’ler geliştirme aşamalarını çift sayılı x’ler ise güvenilir Linux çekirdeklerini göstermektedir. a ise değişik Linux sürümlerini belirtir.

Unix

Linux’un Unix ile herhangi bir kod ortaklığı bulunmamakla birlikte Linux tasarımında fikirsel olarak UNIX’den esinlenilmiştir. Linux’un esinlendiği UNIX işletim sistemin temelleri, 1969 yılında MIT (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü), AT&T Bell Labs ve General Electric ‘in ortak çalışmasıyla geliştirilmiş MULTICS projesiyle atılmıştır. 1969 yılında, Amerika’da ki AT&T Bell Labs da Ken Thompson, Dennis Ritchie, Douglass Mcllroy ve Joe Ossana tarafından uygulama haline getirmiştir. Birinci sürümü assembler ile yazılmış olan Unix, Dennis Ritche’in yaptığı çalışmalar ile C diline aktarılmıştır. Çeşitli donanımlara bu sayede uyum sağlayabilir hale getirilmiştir.

Linux, temel tasarım prensiplerini 1970 ve 1980’lerde Unix’in oluşturduğu prensiplerden elde etmiştir. Bu sistem süreç kontrolünün üstesinden gelebilen, ağ kurabilen ve çevrel ve dosya sistemini kullanabilen tek parçalı çekirdek(Linux çekirdeği) kullanmaktadır. Aygıt sürücüleri ya çekirdekle doğrudan birleşmiştir ya da modül halinde sistem çalışırken yüklenmiştir.

GNU

UNIX işletim sisteminin 1980’lerin başında özel lisanslar ile pazarlamaya başlaması üzerine, 1983 Eylül ayında Richard Stallman tarafından, amacı UNIX benzeri ve parasız dağıtılabilen bir işletim sistemi ortaya çıkarmak olan GNU Tasarısı (GNU Projesi) başlatılmıştır. Açılımı GNU’s Not Unix (GNU Unix değildir) dir. Bu ismi almasındaki sebep de tasarımının Unix’e benzerken kendisinin özgür yazılım olması ve herhangi bir Unix kodunu içermemesidir.

Proje, günümüzde etkin olarak geliştirilmeye devam etmektedir. Projenin geliştirilmesi, GNU Tasarısı tarafından gerçekleştirilmekte olup, bu tasarı altında birçok GNU belge ve yazılımları bulunur.

Evvelden GNU Projesi içinde çekirdek olarak kullanılması planlanan GNU/Hurd ise, teknik ve fikirsel aksaklıklardan ötürü tamamlanamamıştır. GNU Projesinin bu eksiğini de Linux çekirdeği doldurmuştur. Çünkü GNU projesi çerçevesinde yaratılacak olan Unix benzeri işletim sisteminin çoğu parçaları bitmişti. Yapılmayan en önemli parça işletim sisteminin çekirdeği idi. Bu eksik de Linux çekirdeği tarafından kapatılmış oldu.

BSD

1992’ye kadar yasal karmaşalardan dolayı ortaya çıkarılamamasına rağmen; NetBSD ve FreeBSD’den geliştirilen 386BSD Linux’un erken tarihli geçmişini oluşturdu. Linus Torvalds’ın söylediğine göre 386BSD 1992 tarihinden önce ortaya çıkmış olsaydı, GNU/Linux’u yaratmayı düşünmek söz konusu olmayabilirdi.

MINIX

Gerçek bir işletim sistemini parçalara ayırmak için kullanılan deneysel bir işletim sistemidir. 1991 yılında Linus Torvalds, Helsinki Üniversitesine katıldığında işletim sistemlerini merak etti. Sadece eğitim için MINIX lisansı almaya çalıştı ama başarılı olamadı. Bu yüzden kendi işletim sistemini kurmaya çalıştı. Böylece Linux çekirdeği ortaya çıkmış oldu. Minix, kullanıcıların kendi kişisel bilgisayarlarında Unix’in çalışma sistemini öğrenmelerini amaçlar. Andrew S. Tanenbaum tarafından kitabı Operating Systems: Design & Implementation’a örnek olması amacıyla 62.000 satır C koduyla yazılmıştır ve bu kaynaktan yola çıkılarak, eski bilgisayarları verimli olarak kullanmak için bu işletim sistemi üzerine geliştirmeler yapılarak kararlı sürümler oluşturulmuştur.

Torvalds, Linux çekirdeğini MINIX üzerinde geliştirmeye başlamıştır ve MINIX için yazılmış uygulamalar Linux içinde kullanılabilmektedir. Daha sonraları Linux kendi gelişimini sağlayabilecek imkânlara sahip oldu. Ayrıca GNU uygulamaları MINIX uygulamalarının yerini aldı,çünkü GNU da yazılan kodlar ücretsiz ulaşılabilir durumdaydı. Bu durum işletim sistemini kullanmaya yeni başlayanlar için büyük bir avantaj sağlıyordu.

Linux Dağıtımları 

Popüler Linux dağıtımlarından Ubuntu’nun masaüstü ekran görüntüsü

“Linux dağıtımı” ile vurgulanan aslında tam bir işletim sistemi olarak çalışır hale gelmiş bir özgür yazılım projeleri topluluğudur. Dağıtım kavramı, özgür yazılım felsefesinin çok alternatifli dünyasının bir sonucu olarak ortaya çıkmış, GNU/Linux’a özgü bir terimdir.

Masaüstü kullanıcılarına yönelik bir GNU/Linux dağıtımında; Linux çekirdeği ve GNU yazılımları temeli üzerine bir masaüstü ortamı, bir internet tarayıcı, ofis yazılım seti, video-müzik oynatıcı, CD/DVD yazıcı vb. türden çeşitli özgür yazılımlar ilave edilerek, son kullanıcıya sunulmaktadır.

Şu anda GNU yazılımlarını ve diğer özgür yazılımları bir araya getiren ve tüm bunları bir Linux çekirdeği ile beraber toplu, derlenmiş ve kurulumu çok kolay bir işletim sistemi olarak piyasaya süren birçok çalışma mevcuttur. Bunlardan öne çıkan bazı dağıtımlar alfabetik olarak olarak şöyle sıralanabilir:

  • Debian
  • Fedora
  • Linux Mint
  • Mageia
  • openSUSE
  • Red Hat
  • Slackware
  • Ubuntu

Kullanım Alanları

Açık kaynaklı olması çekirdek yapı üzerine uygulama geliştirmeyi kolaylaştırmaktadır.

Linux çekirdeği günümüzde bilgisayarların ötesinde hayatın birçok alanında kullanılmaktadır. Kullanım alanlarına; sunucular, mobil telefonlar, iş istasyonları, tablet bilgisayarlar, televizyonlar, oyun konsolları, eğitim simülatörleri, otomobiller ve hatta uçaklar örnek olarak gösterilebilir.

Masaüstü-dizüstü Bilgisayarlar

Linux çekirdeği kulanan sistemler masaüstü, dizüstü ve netbook bilgisayar pazarında henüz geniş bir paya sahip değildir.Masaüstü Linux sistemlerine Ubuntu, Debian, Fedora, openSUSE, Linux Mint, Mageia örnek olarak gösterilebilir.

Son kullanıcıya hitap etmek amacıyla geliştirilmekte olan Linux dağıtımlarda; kullanıcı arayüzünü teşkil eden KDE, GNOME, Xfce, LXDE gibi bir masaüstü ortamı, Mozilla Firefox, Chromium gibi bir web tarayıcı, LibreOffice gibi bir ofis yazılım seti video-müzik oynatıcı, CD/DVD yazıcı, grafik işleme yazılımı vb. türden gözde özgür yazılımlar paketlenerek son kullanıcıya sunulmaktadır.

Linux dağıtımların, kullanıcılar için asıl görünen yüzünü teşkil eden parçası, dağıtımın kullandığı “masaüstü ortamı“dır. Linux’ta kullanıcılarının beğenisine ve kullanılan bilgisayarın sistem kaynağı düzeyine göre çeşitli masaüstü ortamı seçenekleri bulunmaktadır.

Sunucular,Ana bilgisayarlar ve Süper bilgisayarlar

Linux ürünleri sunucu işletim sistemi olarak uzun zamandır oldukça yaygın bir şekilde kullanılmaktadır, 2008 Eylül ayında Microsoft CEO’su Steve Ballmer, dünya genelinde web sunucularının %60’ında Linux’un, %40’ında Windows’un kullanıldığını itiraf etmiştir. IDC’nin 2007 raporunda, GNU/Linux yüklü olarak satılmış sunucular göz önüne alınarak o zaman genel sunucu pazarının % 12,7’sinin GNU/Linux’a ait olduğu belirtilmiştir. Ancak bu istatistik, çeşitli şirketler tarafından satılan Linux sunucuların sayısı dayalıdır yani ve sonradan GNU/Linux yüklenerek kullanılan sunucuları içermemektedir. Netcraft’ın Eylül 2006’da yayınladığı rapora göre, on güvenilir internet şirketinden sekizi GNU/Linux ürünlerini internet sunucularında kullanmaktadır.

Linux dağıtımları LAMP sunucu-yazılım kombinasyonunun (Linux, Apache, MySQL, PHP) köşe taşıdır. Linux dağıtımları diğer anabilgisayar işletim sistemleri ile karşılaştırıldığında, fiyatlandırma nedeniyle son on yılda giderek popüler olmuştur. Aralık 2009’da, bilgisayar devi IBM, pazarlamaya öncelik vereceğini ve ana bilgisayar tabanlı kurumsal Linux sunucularını satacağını bildirdi.

Linux dağıtımları, süper bilgisayarlarda işletim sistemi olarak da yaygın şekilde kullanılmaktadır: Kasım 2010 tarihinden beri en iyi 500 sistem arasında 459’u (%91.8) Linux dağıtımı kullanmaktadır. Ayrıca dünyanın en güçlü süper bilgisayarı olan ve 2011’de kullanılmaya başlanan IBM Sequoia için de işletim sistemi olarak seçilmiştir.

Akıllı Telefonlar ve Tabletler

Linux tabanlı Android işletim sistemi kullanan Galaxy Nexus cep telefonu
  • Android: Google tarafından, mobil cihazlar için üretilen, Linux temelli açık kaynak kodlu bir işletim sistemi. Günümüzde akıllı telefon sektöründe yılı içi akıllı telefon satışları göz önüne alındığında pazar lideri konumundadır.
  • Tizen: Linux Vakfı bünyesinde Samsung ve Intel’in öncülüğünde akıllı telefonlar, tabletler ve TV’ler için geliştirilen bir işletim sistemi projesi.HTML5 tabanlı bir arayüze sahiptir.
  • Firefox OS: Mozilla tarafından geliştirilmekte olan, Linux tabanlı bir mobil işletim sistemi projesi. HTML5 tabanlı bir arayüze sahiptir. Sony, Alcatel, Huawei ve ZTE gibi firmalar tarafından desteklenmektedir.
  • Ubuntu Touch: Ubuntu tarafından, akıllı telefonlar ve tabletler için geliştirilen Linux tabanlı mobil işletim sistemi.
  • WebOS: HP’nin Palm cihazlar için geliştirdiği, Linux çekirdeğini kullanan mobil platformu.

Windows Ve Linux Arasındaki Temel Farklar

Windows

  • —Anti-virüs programı kullanmak zorundasınız. Ayrıca firewall da kurmanız sisteminizin güvenliği için gereklidir.
  • Windows işletim sistemi ücretlidir.
  • —Her bilgisayara kurulmaz. Daha doğrusu kullandığınız windows’a bağlı olarak sistemi seçmeniz gerekir. Örneğin eski bir bilgisayarda Windows 7 ile istediğiniz verimi alamazsınız.
  • —Sistemde herhangi bir açık olduğu tespit edildiğinde bu açık kısa sürede kapatılmaz. Açıklar birkaç ay içinde veya Servis Paketi (Service Pack) şeklinde uzun vadeli aralıklarla toplu halde kapatılır.

Linux

  • —Virüslerle uğraşmazsınız. Çünkü virüslerin büyük çoğunluğu Windows’ta çalışacak şekilde hazırlanır.Dolayısıyla virüslerden etkilenmezsiniz. Windows için yazılan virüsler Linux üzerinde çalışmaz.
  • —Linux sistemi ücretsizdir.
  • —Eski bilgisayarlarda bile çalışır. Bilgisayarınız Windows’ta çalıştığından çok daha hızlı çalışacaktır.
  • —Sistemde herhangi bir açık olduğu tespit edildiğinde en kısa sürede bu açık kapatılır.

Macintosh

Macintosh_128k_transparency

Macintosh 128k, ilk piyasaya sürülen Apple Macintosh bilgisayarı

Macintosh, kısaca Mac olarak bilinen ve adını MacIntosh Apple türünden alan, kişisel bilgisayar üreten Apple Computer Inc.’in bir ürünüdür. Ürün yelpazesi 1984 yılında başlamış ve piyasada fare ve grafik arayüz kullanan ilk başarılı bilgisayar serilerinden biri olmuştur. Bu başarıdan dolayı, 1986 yılından itibaren şirketin Lisa, Apple II, Apple III gibi yelpazeleri sonlandırılıp tüm bilgisayarları Macintosh serisi altında toplanmıştır.

PowerPC mimarisini kullandığı 1994-2005 yılları arasında x86 sınıfı bilgisayarlardan ayrılan en önemli özelliği RISC (Reduced Instruction Set Computer) mimarisiydi.

Yazılım / İşletim Sistemleri

Mac OS – Mac OS X

Macintosh serisi bilgisayarlar, genellikle Apple’in kendi ürünü olan Mac OS işletim sistemini kullanır. Mac OS, kendi içinde Mac OS Classic (1984-2001/1.0-9.2.2) ve Mac OS X (2001-/10.1–) olarak ikiye ayrılır. İki işletim sistemi birbirinden bağımsızdır ve Mac OS X, Classic altında çalışan yazılımları Classic (Mac OS X) adı verilen bir yazılım ile çalıştırmaktadır; ama Classic desteği, Apple’in Macintosh serisinde Intel işlemcileri kullanması ile bitmiştir ve günümüzde sadece PowerPC sahibi Macintoshlar Classic yazılımlarını çalıştırabilmektedir. Ayrıca 22 Ekim 2013’te MAC OS X’in son sürümü olan Mavericks (10.9) piyasaya sürülmüş ve daha önceki sürümlerin aksine son kullanıcılara ücretsiz olarak sunulmuştur.

Windows

Intel işlemcili Macintoshlar, Boot Camp adı verilen bir yazılım sayesinde Microsoft Windows işletim sistemi de kullanabilmektedir. Yazılım, Windows XP SP2, Windows Vista ve Windows 7 desteği ile işletim sisteminin Macintoshlarda rahatlıkla çalışabilmesi için gerekli sürücüleri de yüklemektedir.

A/UX

Macintoshlarda çalışabilen başka bir işletim sistemi ise yine Apple’in kendi ürünü olan A/UX işletim sistemidir. İşletim sistemi Macintosh II, Macintosh Quadra ve Macintosh Centris serisi Macintoshlarda UNIX çalıştırılabilmesi ve ayrıca Mac OS işletim sisteminin arayüzünü koruma amacıyla, 1988 yılında piyasaya sürülmüştür. Sistem fazla tutmamış ve PowerPC işlemci serisine uyarlanmadan 1995 yılında geliştirilmesi durdurulmuş ve piyasadan kaldırılmıştır.

Linux

Macintosh serisi bilgisayarlarda, çeşitli Linux sürümlerinin çalıştırlabilmesi mümkündür. Bunlardan belki de Macintosh için en ünlüsü MkLinux işletim sistemidir. Sistem 1996 yılında OSF Research Institute ve Apple C tarafından yapılmıştır.

iApps

iApps, Apple’ın genelde Macintosh bilgisayarları ile birlikte dağıttığı veya ilife veya iwork gibi yazılım paketleri ile satışa sunduğu yazılımlara denir. Bu yazılımlar, iTunes dışında, sadece Mac OS X altında çalışmaktadır.

Bazı iApps türü uygulamalar:

iTunes, ‘digital jukebox’ yazılımı. Mac OS X ve Windows için.

iMessage, görüntülü sohbet özelliği taşıyan bir Bonjour ve AOL Instant Messenger sohbet yazılımı

iMovie, dijital video kameralar ile kullanılmak için hazırlanan video düzenleme yazılımı

iPhoto, dijital fotoğraf makinalarında fotoğraf aktarma, arşivleme ve düzelme için bir düzenleme yazılımı

iWeb, web sayfa düzenleme yazılımı

Donanım

Şu anda üretimde olan bütün Macintosh serisi bilgisayarlar Intel x64 işlemcileri kullanmaktadır. Bu bilgisayarlar standard olarak minimum 4 GB hafıza içermektedirler. Macintoshlar, Combo Drive (DVD okuyucu ve CD yazıcı) veya SuperDrive (DVD ve CD yazıcı) ile gelmektedir. Güncel Macintoshlar, veri transferi için USB, FireWire ve Thunderbolt portlarını kullanmaktadırlar.

İşlemci

Orijinal Macintosh, Macintosh 128k, 8 MHz hız ile çalışan Motorola 68000 işlemcisi ile üretilmiştir. Macintoshlarda kullanılan işlemciler doksanlı yılların başında kendini PowerPC, ve 2005 yılında ise Intel x86 işlemcilerine bırakmıştır.

Veri Transferi ve bağlantılar

İlk çıkan Macintosh’lar, harddisk veya disket okuyucular için Apple’ın özel olarak hazırlanmış seri portunu kullanmaktaydı. Bu daha sonra kendisini Macintosh Plus’ın piyasaya sürülmesi ile SCSI’ye bırakmıştır.

Klavye, fare gibi aygıtlar için, Macintosh II ile beraber Apple Desktop Bus(ADB) portu kullanılmaya başlanıldı. 1998 yılında iMac’in piyasaya sürülmesi ile birlikte, Apple, ADB yerine USB kullanmaya başladı. ADB portuna sahip olan son Macintosh, 1999 yılında piyasaya sürülen PowerMac G3 (B&W) oldu. Bu Macintosh ADB ile birlikte USB’yi destekleyen ilk ve tek Macintosh’du.

Güncel Macintosh Serisi

Mac mini Masaüstü Son Kullanıcı Şu anda üretimde olan en ucuz Macintosh’dur. Diğer masaüstü Macintosh’larından farklı olarak, Apple marka klavye veya fare içermez.
iMac Masaüstu Son Kullanıcı Apple’ın son kullanıcılar için hazırladığı birinci öncelikli masaüstü bilgisayarıdır. 17″, 20″, 24″ ve 27″ ekranlı modelleri mevcuttur.
Mac Pro Masaüstü Profesyonel Apple’ın en pahalı, ve en güçlü masaüstü bilgisayarıdır. PowerPC’den Intel’e geçiş ile PowerMac G5‘in yerini almıştır.
MacBook Air Taşınabilir Son Kullanıcı Apple’ın son kullanıcılar için ürettiği taşınabilir ultra hafif bilgisayar serisidir.
MacBook Pro Taşınabilir Profesyonel Gelişmiş kullanıcılar için üretilen, daha güçlü ve daha büyük ekran boyutlarına sahip taşınabilir bilgisayar serisidir. Apple Powerbook‘un yerine geçmiştir.
Xserve Sunucu Kurumsal

OS X

Mac OS X, Macintosh işletim sistemi ailesinin son sürümüdür ve Apple tarafından Macintosh bilgisayarları için tasarlanmış bir işletim sistemidir.

Mac OS X aslen BSD ve Mach mikroçekirdeği üzerine kurulu, açık kaynak bir işletim sistemi olan Darwin‘e dayanır. Apple bu sistemi kendi amaçlarına göre geliştirdikten sonra Mac OS X kullanıcı arabirimi olarak Aqua‘yı geliştirmiştir. Sistemin çekirdeği ve bazı bileşenleri açık kaynak olmasına rağmen, çoğu bileşeni açık kaynak değildir.

Mac OS X Server ise her ne kadar mimari olarak masaüstü Mac OS X ile aynı olsa da, Apple sunucuları için hazırlanmış ayrı bir işletim sistemidir. Mac OS X’ten farklı olarak gelişmiş yönetim araçları içerir.

Tarihçe

Mac işletim sisteminin onuncu sürümü olmasına rağmen, Mac OS X’in gelişimi çoğu alanda klasik Mac OS’ten bağımsızdır. Sistemin altyapısını NeXTSTEP’ten alınmış ve daha sonra Darwin adı altında açık kaynak olarak sunulmuş Mach mikroçekirdeği ve BSD oluşturur. Bu sebepten dolayı Mac OS X Unix tabanlı bir işletim sistemidir.

1985 yılında Apple “yeni nesil” bir işletim sistemi yaratmak için kolları sıvamıştı (bakınız: Taligent ve Copland). Başarısızlıkla sonuçlanan girişimden sonra NeXT’in işletim sistemi —o zamanki adıyla OPENSTEP— yeni Mac işletim sisteminin temeli olarak kararlaştırılmıştı. Bu kararı takiben NeXT Apple tarafından alındı ve Steve Jobs Apple’a geri dönmüş oldu.

Jobs geri döndükten kısa bir süre sonra şirket başkanlığını geri aldı ve yeni işletim sistemi üzerindeki çalışmaları yoğunlaştırdı. OPENSTEP’i yavaş yavaş geliştirerek Mac OS X yapmayı amaç edinen bu projeye Rhapsody adı verildi. SH bilgisayarlarındaki donanım zorlukları, nesne tabanlı yeni bir yazılım mimarisi ve bazı ticari konulardaki anlaşmazlıklar yüzünden sancılı bir geçiş dönemi yaşanmış olsa da, Rhapsody Mac OS X adıyla 24 Mart 2001’de piyasaya sürüldü.

O günden bu yana Mac OS X 10.0 (Cheetah), 10.1 (Puma), 10.2 (Jaguar), 10.3 (Panther), 10.4 (Tiger), 10.5 (Leopard), 10.6 (Snow Leopard), 10.7 (Lion), 10.8 (Mountain Lion) ve 10.9 (Mavericks) sürümleri piyasaya çıkmıştır. Son olarak 10.10 (Yosemite) beta olarak tanıtılmıştır.

Ürün isimleri

Apple Mac OS X ismindeki X karakterini Roma rakamlarından seçmiştir. On sayısını temsil eden X, Mac OS 9’dan sonra gelen işletim sistemini göstermektedir. Bu sebepten dolayı sistemin Apple tarafından öngörülen doğru okunuşu “Mac OS ten” (Mek o-es ten) şeklindedir. Türkçede ise daha yaygın olarak (Mak os iks) olarak okunur. Sistemin aslında Unix tabanlı olması ve isminin AIX, HP-UX, IRIX, Linux, Minix, Ultrix, Xenix gibi diğer Unix sistemleri gibi X ile bitmesi ise hoş bir tesadüftür. OS kısmı ise bir kısaltmadır. İngilizcesi “Operating System” olan “İşletim Sistemi” tabirinden gelir ve “OS” olarak kısaltılır.

Mac OS X serisindeki işletim sistemleri isimlerini kedigillerden alır. 10.0 sürümünün kod adı Cheetah, 10.1 sürümünün kod adı Puma idi. İki sürüm de Mac OS X 10.0 ve Mac OS X 10.1 olarak piyasaya sürülmüşlerdi. 10.2 sürümünden itibaren Apple işletim sistemlerini sürüm numaraları ile değil, kod adlarıyla piyasaya sürmeye başladı. Bunun sonucu olarak Mac OS X 10.2 Jaguar ismiyle, Mac OS X 10.3 Panther ismiyle, Mac OS X 10.4 Tiger ismiyle, Mac OS X 10.5 Leopard ismiyle, Mac OS X 10.6 Snow Leopard ismiyle, Mac OS X 10.7 Lion ismiyle, Mac OS X 10.8 Mountain Lion ismiyle piyasaya sürüldü. Mac OS X 10.9 sürümüne ise Mavericks ismi verilmiştir. Apple Lynx ve Cougar markalarını da tescil etmiştir. Apple en son sürümü olan Mac OS X 10.10 Yosemite ismiyle Beta sürüm olarak WWDC14’de tanıtılmıştır.

Mac OS X sürüm bilgileri

Sürüm Kod adı Tanıtım Tarihi Çıkış Tarihi En son sürümü
Rhapsody Developer Release Grail1Z4 / Titan1U 31 Ağustos 1997 DR2 (14 Mayıs 1998)
Mac OS X Server 1.0 Hera 16 Mart 1999 1.2v3 (27 Ocak 2000)
Mac OS X Developer Preview 11 Mayıs 1998 16 Mart 1999 DP4 (5 Nisan 2000)
Public Beta Kodiak 13 Eylül 2000
Mac OS X 10.0 Cheetah 24 Mart 2001 10.0.4 (22 Haziran 2001)
Mac OS X 10.1 Puma 18 Temmuz 2001 25 Eylül 2001 10.1.5 (6 Haziran 2002)
Mac OS X 10.2 Jaguar 6 Mayıs 2002 24 Ağustos 2002 10.2.8 (3 Ocak 2003)
Mac OS X 10.3 Panther 23 Haziran 2003 24 Ocak 2003 10.3.9 (15 Nisan 2005)
Mac OS X 10.4 Tiger 4 Mayıs 2004 29 Nisan 2005 10.4.11 (14 Kasım 2007)
Mac OS X 10.5 Leopard 26 Haziran 2006 26 Ocak 2007 10.5.8 (5 Ağustos 2009)
Mac OS X 10.6 Snow Leopard 9 Haziran 2008 28 Ağustos 2009 10.6.8 v1.1 (25 Temmuz 2011)
Mac OS X 10.7 Lion 20 Ocak 2010 20 Temmuz 2011 10.7.5 (19 Eylül 2012)
OS X 10.8 Mountain Lion 16 Şubat 2012 25 Temmuz 2012 10.8.5 (12F45) (3 Ocak 2013)
OS X 10.9 Mavericks 10 Haziran 2013 22 Ocak 2013 10.9.3 (13D65) (15 Mayıs 2014)
OS X 10.10 Yosemite 2 Haziran 2014 2014

Belli Başlı Özellikler

Liste için Leopard sürümü baz alınmıştır.

  • PDF ve Quartz teknolojilerini kullanarak sistem çapında vektörel grafikler sunar.
  • 512×512 piksele kadar çıkabilen yüksek renkte, yeniden boyutlandırılabilen simge kullanımına destekler.
  • Sistemdeki tüm metin alanları yazım kılavuzu, imla düzeltme, sözlük, değişik seçim şekilleri, otomatik tamamlama, sürükle-bırak ve sistem servisleri ile uyumludur. Kısacası, kullandığınız her metin kutusunda sayılan özellikleri kullanmak mümkündür, yazılımcının özel bir çaba sarfetmesi gerekmez.
  • Yüksek kalitede görüntü yumuşatma ve gölgelendirme.
  • Açık uygulama pencerelerini hem uygulamaya göre erişime, hem ekranda görülen sıraya göre erişime açmıştır.
  • ColorSync: Sistemdeki görüntü motoru basıma hazır, kağıt üzerine çıkacağı ya da değişik ortamlarda gösterileceği bildirilen görüntülerin renk kalibrasyonunu kendiliğinden yapar.
  • OpenGL sayesinde grafik çizimleri için donanım bazlı hızlandırma sağlar, bu teknolojinin adı Quartz Extremedir.
  • Exposé adlı özellik sayesinde tek tuş ya da fare hareketi ile tüm açık pencereler, öndeki uygulama pencereleri ya da masaüstü ekrana gelir.
  • Sistemdeki uygulamaların çok büyük bir kısmı Unicode desteklidir.
  • Yerelleştirme ve tercümeyi kolaylaştıran bir mimari sunar. Çoğu yazılım için yazıımın kendisi, kullanıcı arabirimi ve arabirimde kullanılan dil birbirinden tamamen bağımsızdır.
  • FileVault özelliği AES-128 kullanarak kullanıcı verisini şifreler.
  • Widget denilen ufak yazılımları barındıran Dashboard katmanı sayesinde ufak işleri halleden yazılımcıklar el altından tek tuşla çağırılıp hemen saklanabilir. Safari tarayıcısında açılan herhangi sayfadan sadece fare kullanılarak bu ufak yazılımcıklar yaratılabilir.
  • Sistem çapındaki dosyaları, resimleri, e-postaları, adresleri ve daha birçok türü arayabilen Spotlight sayesinde içerik aramaları çok hızlı olarak gerçekleşir. Arama sonuçları sanal klasörler olarak saklanabilir.
  • Quick Look sayesinde sistem üzerindeki hemen hemen her dosya, dosyayı yaratan uygulamayı çalıştırmadan görüntülenebilir.
  • Automator son kullanıcılar için rutin hale gelen görevleri otomatik hale getirebilen bir yazılımdır. Uzun süre önce Apple tarafından geliştirilmiş olan AppleScript’i daha da kolay kullanılan bir teknoloji haline getirmiştir.
  • Birden fazla kullanıcının aynı bilgisayarı farklı ayarlarla kullanabilmesini sağlayan profiller sunar.
  • Sistem çapında İngilizce sesli komut tanıma ve metin okuma özelliği mevcuttur. Bu teknolojinin bir ileri aşaması olan VoiceOver sayesinde Mac OS X görme engelli kullanıcılara ekranda neler olup bittiğini anlatır.
  • Standart kurulumla gelen iChat yazılımı İnternet üzerineden 3 kişinin aynı anda görüntülü konferans yapmasını, 10 kişinin aynı anda sesli görüşme yapmasını sağlar. Sanal olarak sunumlar, uzaktan ekran kontrolü, arkaplan filtreleri ile gelir.
  • Time Machine (Zaman makinesi) sisteminizi kurduğunuzdan itibaren herhangi bir zamana geri giderek yanlışlıkla sildiğiniz veya bozuk dosyaları geri getirebilmeyi, dosyaların her değişikliğini geri alabilmeyi, eski sürümlerin içlerinde arama yapabilmeyi sağlar.
  • Spaces sayesinde birden fazla sanal masaüstünde yazılım kümeleri tanımlanabilir.
  • Mail yazılımını kullanarak yapılacaklar listesi hazırlama, takvim notları alma. Özelleştirilebilen şablonlarla iLife uygulamalarındaki içeriği diğer kullanıcılarla kolayca paylaşabilme.

Diller

Sistem çok dillidir ve ayrıca makinaya farklı dil kurulmasına gerek kalmadan arabirim İngilizce, Japonca, Fransızca, Almanca, İspanyolca, İtalyanca, Türkçe, Flemenkce, İsveççe, Norveççe, geleneksel ve basitleştirilmiş Çince, Korece, Portekizce, Fince, Danimarkaca, Rusça, Lehçe ve Portekizce (İber) olarak kullanılabilir. (Yerleşik Türkçe dil desteği Mac OS X 10.7 Lion ile gelmiştir.)

Ancak eski sürüm Mac OS X işletim sistemlerinde (Mac OS X 10.7 Lion öncesinde) Türkçe dil desteği yerleşik olarak yer almıyordu. Bu sebeple Apple Türkiye yetkili tedarikçisi kendi yerelleştirme çalışmalarını yapmaktaydı ve en son 10.6.7 sürümün Türkçe hâlini yayınlamıştır.

Mac OS X’in Önemli Avantajları

1- Mac OS X Unix tabanlı olması sebebiyle ciddi bir farklılığa sahip Bu ayrıcalık sistemin güvenliğini en üst seviyeye çıkarıyor Her şeyden önce bu sayede Mac OS X hakkıyla çoklu görev (multi tasking) yerine getiren ilk Macintosh işletim sistemi olma özelliğini kazandı Mac OS X’te her dosyanın, uygulamanın kullanılma, okunma ve güncelleştirilme hakları vardır Bu da Mac OS X’i temelinden ön yüzüne kadar çok kullanıcılı bir işletim sistemi haline getiriyor

2– Mac OS işletim sistemlerinin Windows’a göre daha sağlam olduğundan her seferinde bahsediyorsak da Mac OS 9’da bazı sorunların yaşandığı bir gerçek Mac OS X’te sağlamlık derecesi ciddi oranda artırılmış Özellikle bellek yönetiminde ciddi ilerlemeler kaydedildiğini görmek mümkün Son derece kuvvetli ve bağımsız bir bellek yönetimi var Örneğin Mac OS 9’da çalışan bir program nedeniyle işletim sistemi kilitlendiği anda is bitimine zorlamak gerekiyordu Çoğu zaman bu işlem işe yaramadığı için makinenin tekrar başlatılması gerekiyordu Çünkü eğer tekrar başlatılmazsa bir süre sonra aynı sorunla tekrar karşılaşılıyordu Ancak Mac OS X’te tüm bu sorunlar çözüldü

3- Tüm bilgisayarlar uzun süre işlem yapmadığınızda elektrik tasarrufu için uyuma moduna geçer Fakat Mac OS 9’da bilgisayar uyuma moduna geçtikten sonra tekrar açılmayabiliyor, bu yüzden de yeniden başlatmak gerekebiliyordu Bu sorun da Mac OS X’te çözüldü ve simdi daha sorunsuz çalışabilme olanağı var Herhangi bir program istenilen anda iş bitimine zorlanabilir Programlardan biri çakıldığı zaman veya uyuma moduna geçildiği anda da Mac OS X kullanıyorsanız sorun yasamıyorsunuz

4- Mac OS 9’da hangi programlara ne kadar bellek ayrılması gerektiğine manuel olarak kullanıcı karar veriyordu Bu kullanım verimli sonuçlar vermiyordu Mac OS X bunu otomatik olarak gerçekleştiriyor Kullanıcının yerinize optimizasyon yapıyor ve bellek yönetimini kendi kendine hallediyor Sistemin Unix çekirdeğini oluşturan Darvin Pre-emptive Multi-tasking mimarisi sayesinde sistem kaynaklarının uygulamalar tarafından gereksiz yere meşgul edilmesi engelleniyor Artık CD yazarken veya Photoshop üzerinde ağır bir efekt çalışırken işlemin bitmesini beklemek zorunda kalınmıyor

5- Bugüne kadar Mac OS işletim sistemlerini kullanırken PC’lerle haberleşmek için dışarıdan yazılım yüklemek gerekiyordu Mac OS X’te ise durum böyle değil Bilgisayarınızı açar açmaz network’e bağlı olan PC’leri de görebiliyorsunuz Network özellikleri, Mac OS X’in en çok göze çarpan yanlarından biri olarak karşımıza çıkıyor Mac OS X Apple Talk desteğine sahip olarak geliyor Fakat Network özellikleri tamamen TCP/IP protokolü üzerine kurulmuş durumda Bu Mac OS X’in Network mimarisini çok daha sağlam ve tutarlı kılıyor Mac OS X smb (samba) ve nfs dosya desteğini sunarak bağlanamayacağı sistem olmadığını gösteriyor Böylece Windows tabanlı PC’lerin olduğu bir Network üzerinde direkt bağlantı sağlanabiliyor Bunun için DAVE veya PCMacLAN gibi üçüncü parti çözümlere de ihtiyaç kalmıyor

6- Yine nfs desteği sayesinde Unix ya da Linux serverlara kolayca bağlanılabiliyor Tüm ağ ayarlarını (TCP/IP, Apple Talk, Modem, PPP gibi) ise tek bir sistem panelinden ayarlanabiliyor Bu yeni ağ özelliklerini kullanmak için ise Sistem 9 alışkanlıklarımızdan vazgeçmek gerekiyor Artık “Seçici” diye bir şey yok Bunun yerine sadece Network ağlarını keşfeden “Connect to Server” komutu var Tüm yazıcı seçimi ve ayarlarını belirleyen bölüm ise “Print Center” adli uygulama yazılımı oldu

7- Mac OS X’in bir diğer avantajı Colorsync’e verilen desteğin artırılması Bu sayede monitörde gördüğünüz renklere çok yakın çıkışlar alabiliyorsunuz

8-Apple, Mac OS X’in çıkmasıyla birlikte Java2’yi işletim sistemi ile birlikte sunan tek üretici konumuna geldi Java’nın en belirgin özelliği, yazılan bir kodun işletim sisteminden bağımsız olarak farklı platformlarda çalıştırılmasıdır Mac OS X Java Virtual Machine aracılığıyla hazır Java uygulamalarını çalıştırırken, diğer taraftan Java derleyicisi bir ortam sunarak Java uygulaması geliştirilebilen bir bünyeye sahip olarak geliyor Java’nın SWING adli eklentisi ise yazılan bir Java uygulamasının üzerinde çalıştığı işletim sisteminin özgün (native) yazılım olarak görünmesini sağlıyor Yani bir Java uygulaması Windows altında gerçek bir Windows uygulaması olarak çalışırken, ayni uygulama OS X altında özgün bir yazılım olarak çalışıyor Program geliştiricilerinin daha çok ilgi göstereceği Mac OS X üzerindeki Java desteği, normal Mac kullanıcıları için ise Internet’te gezinirken Mac OS 9 altında karsılaştığımız MRJ Java uyumsuzluklarının sonu demek oluyor Bağımsız kullanıcılar tarafından yazılan Java uygulamalarının arşivinden güzel programları indirip keyfini sürmek ise cabası

9- İstediğiniz font alfabesini Mac OS X’te görüntüleyebilme şansına sahipsiniz Bu da OS X’in Unicode desteği sayesinde oluyor

10- Yeni mimaride iki boyutlu grafikler özgün PDF desteği sunan Quartz tarafından yönetiliyor Artık PDF dosyaları oluşturmak, yazıcıya baskı göndermek kadar kolay OpenGL ise hızlı üç boyutlu modellemeyi Macintosh ortamına taşıyor Böylelikle üç boyutlu modelleme yapmak ve oyun oynamak, yeni işletim sisteminde çok daha zevkli hale geliyor.